İstenmeyen kılların yok edilmesindeki diğer klasik yöntemlerin kısa etkili ve acı verici olması lazer epilasyon yönteminin günümüzde popüler olmasına neden olmuştur. Artık tıpta pek çok alanda kullanılan lazerler, epilasyon amaçlı yani istenmeyen kılları yok etmek için de büyük bir başarı ile kullanılmaktadır. Pek çok epilasyon aracı ile istemediğimiz tüy ve kıllardan kurtulmak çabasındayız.Epilasyon amaçlı kullandığımız araç ve gereçlerin artı ve eksileri olduğu muhakkak...
Ağda,
Tüy dökücü kremler,
Cımbız,
Traş bıçağı,jilet,
Epilatörler,elektrikli epilasyon aletleri vb..
İğneli Epilasyon: Epilasyon yapılacak bölge önce alkolle temizlenir, sonra ince bir iğneyle kıl köküne girilerek elektrik verilir. Bu şekilde kıl kökü tahrip edilmiş olur. Jilet ya da tüy dökücülerle alınarak kalınlaşmış tüylere daha fazla elekrik verilmesi gerektiğinden, bu durumda daha fazla acı hissedilir. Lazer Epilasyon/Foto Epilasyon imkanı olmayan kişiler veya kıl rengi Lazer Epilasyon ya da Foto Epilasyon uygulamalarına müsait olmayan kişiler (beyaz-sarı kıllar) veya Lazer Epilasyon - Foto Epilasyon ’ dan arta kalan beyaz kıllar için bu epilasyon yöntemi uygulanabilir.
Bio-Aktif Sistem: epilasyon işleminden önce 3 gün üst üste bitkisel ağırlıklı solüsyon sürülür ve su ile temas olmaz. Seans sırasında solüsyon sayesinde yumuşamış bölgedeki tüyler sır ağda ile alınır ve tekrar solüsyon sürülür. Sonra epilasyon makinasının bob adı verilen başlığı ile bu bölgeye 15 dakika kadar masaj yapılır. Bu yöntemin esasını oluşturan solüsyonun amacı kılları zayıflatmaktır.
Radyo Frekansı ile Epilasyon: Bu yöntem ses dalgalarının kıl kökünde ısıya dönüşerek kıl kökünü yakmasına dayanır.
Foto Epilasyon : Foto epilasyon, lazer gibi ışığın yoğun biçimde deriye verilerek kıl köklerinin yakılmasıdır. Ancak ışığın dalga boyu lazerinkinden daha düşüktür. Epilasyon yapılacak bölge acıyı hafifletmek ve oluşabilecek kızarıklıkları engellemek için önce buz ile soğutulur.
Blend Yöntemi : İğneyle kıl köküne girilerek elektrik verilerek epilasyon yapılır. Verilen yüksek frekans nedeniyle kıl kökünde bir çeşit sıvı oluşarak kılı öldürür. Bu sıvının oluşması beklendiğinden seanslar klasik iğneli yönteme göre daha uzun sürer. Epilasyondan sonraki ilk 24 saat içinde cilde su ve fondoten, ilk 48 saat içinde de sabun değdirilmemesi gerekmektedir. Hamilelere, vücudunda platin taşıyanlara, yüksek tansiyon hastalarına ve regl dönemindekilere uygulanmaz.
29 Eylül 2007 Cumartesi
EPİLASYON
23 Eylül 2007 Pazar
Lazer Nedir
Lazer Nedir?
Lazer, tek renkli, oldukça düz, yoğun ve aynı fazlı paralel dalgalar halinde olan, genliği yüksek, güçlü bir ışık demetidir.
Normal ışık, dalga boyları muhtelif, rengarenk, yani farklı faz ve frekansa sahip dalgalardan meydana gelir. Lazer ışığı, yüksek genlikli, aynı fazda, birbirine paralel, tek renkli, hemen hemen aynı frekanslı dalgalardan ibarettir.
Lazerin Tarihçesi;
Lazer fikrinin temelini 1917'de kuantum teorisiyle Einstein'ın oluşturduğu söylenir. 1958'de Amerikalı fizikçiler Arthur Leonard Schawlow ve Charles Hard Townes patent başvurularında lazerlerin ana çalışma prensiplerini belirlemişler ve patent almışlardır. Daha sonra Amerikalı fizikçi ve mühendis Gordon Gould fikri önce kendisinin bulduğunu ileri sürerek 1977'de hukuki yoldan patent hakkını almıştır. 1960 yılında ABD'de Theodore H. Maiman tarafından keşfedilmiştir.
Lazerin Yapısı;
Elektromanyetik dalga paketçiği de denen foton, güneş ışığı füzyon reaksiyonuyla meydana gelip, bu şekilde yayılan foton enerjisidir. Lazer ışını da foton yayılmasından ibarettir. Lazerde foton üretimini anlayabilmek için atomların değişik seviyelerinde ne gibi hadiseler olduğunu bilmek gerekir. Bir atomun uyarılmış durumda bulunduğu kısa zaman aralığında üzerine belli bir dalga boyunda foton düşürülürse, atom aynı fazda foton yayar.
Lazer ışığının büyük gücü kilometrelerce öteye hiç kaybolmadan gidebiliyor. Örneğin Lazer ışığı Dünya'mızda Ay'a kadar ulaştırılabiliyor. Göz ameliyatlarında, saçlarımızın güçlendirilmesinde ve diğer hastalıkların tedavisinde kullanılabiliyor.
Bilim adamları lazer ışınları ile, atomları her yönüyle araştırabilmek için, en küçük atom parçalarının içine girmeyi hedeflemektedirler.
Çalışma İlkesi;
Lazer ışını, atomların ışık yaymaya başlaması süresince, enerji ile pompalanması sonucu ortaya çıkıyor. Bu ışık, daha sonra ayna kullanılarak güçlendiriliyor. Enerjinin atoma hangi tipte pompalanacağı, lazer ışığında kullanılan cisme bağlıdır.Xenon lazer, Yakut lazer, neodiyum lazer, diod lazer gibi.
Bir atom üzerine, alabileceği kadar enerji tamamen pompalanınca bünyesine daha fazla enerji alamaz. Bu şekilde bir atom kendini uyarmış enerji ile eşit enerjide bir ışık dalgasıyla çarpışma sonucu, şartlı olarak enerjisini ışık dalgasına çevirir ve karşılaştığı dalga ile aynı frekansta ve aynı fazda iki ışık dalgası yayınlanır. Çarpışmaların sayısını arttırabilmek ve daha çok ışık kazanabilmek için, lazerin karşılıklı iki kenarına paralel iki ayna yerleştirilmektedir: Dik bir açıyla aynaya çarpan ışık dalgası, karşısındaki aynaya yansıyor ve ardından devam eden şekilde iki ayna arasında gidip geldiği için, dış yüzeye çıkamamaktadır. Işık kümeleri, lazer yapımında kullanılan malzemenin iç yüzeyinden geçerken, enerji ile dolmuş diğer atomlarla karşılaşıyorlar ve bu karşılaştıkları atomları, depolanmış olduğu enerjilerini ortaya çıkarmaları için zorluyorlar ve böylece enerjilerinin ışık olarak açığa çıkarılmasını sağlıyorlar.
Bir el feneri ışığı ve bir lazer pointer ile bir duvar aydınlatılırken ve daha sonra yavaş olaraK arkaya doğru gidildiğinde, lazer ışınının normal olan fener ışığından ve diğer ışıklardan farkı kolayca görülebiliyor. El fenerinin duvarda bıraktığı ışık yoğunluğu, duvardan yavaş yavaş uzaklaştıkça büyüyor, lazerin aydınlattığı noktasal kısım ise hep aynı büyüklükte görülüyor. Lazer ışığının dağılmaması bir çok hassas işlemlerde rahatlıkla kullanılabiliyor. Cerrahlar, lazerle beyin içinde küçücük hücreleri dokulardan ayrıştırabiliyorlar.
Tıbbi alanda lazer kullanımı;
Tıbbi alanda kullanılan laserler 2mW ile 100 Watt arasında değişen güç ünitelerini içermektedirler. Çok güçlü lazerler cerrahi tedavilerde, güçsüz(düşük) lazerler ise tıbbi tedavi amaçlı kullanılabilmektedirler. Lazer saç tarağı 785 nm dalga boyunda lazer üretmektedir. Bu ölçüm Dünya Sağlık Teşkilatının risksiz dediği grup içine giren lazerlerdir. Lazerle saç tedavisi yaklaşık 20 yıldır Amerika ve Avrupanın çeşitli kliniklerinde güvenle kullanılmaktadır. Lazer tarağı ise kliniklerde kullanılan, taşınmaz olan çok büyük lazer cihazlarının teknolojik olarak kişiselleştirilmiş halidir.
Lazerin Yan Etkileri ve Vücuda Verdiği Zararlar Var mıdır?
Lazer ışığı çoğu zaman radyasyon gibi değerlendirilmekte ve sağlığa zarar vermesinden gereksiz yere korkulmaktadır. Lazerin radyasyon verdiği ve sağlığa zarar verdiği ile ilgili tıbbi olarak hiçbir bulguya rastlanılmamıştır. Lazerin deriye uygulanması sırasında deri altı ve üzerindeki dokularda herhangi bir kötü yan etkide bulunduğuna dair de bir bulgu saptanmamıştır. Esasen, Lazerli Saç tarağı uygulama sırasında Lazerin verdiği ışık enerjisi kıl kökü seviyesine kadar ulaşabilmekte, kıl kökünden daha aşağıdaki dokulara ulaşmamaktadır. Çok güçlü lazer epilasyon cihazlarında bile, etkili dozlarda ancak kıl kökü seviyesine kadar lazer ışığı ulaşabilmekte daha aşağıdaki dokulara ulaşamamaktadır.
Lazerlerin tedavide kullanıldığı bazı alanlar;
1.Hücre yenileme.
2. Kan dolaşımı ve aktivasyonunun artması.
3. Ağrı kesici olarak etkileşim,
4. Lenfatik drenajda dolaşımı arttırmaya yaraması.
5. Vücudun mikrop yok etme (fagositoz) yeteneğinin arttırılması
6. Vücut savunmasında etkili olan immünglobulinlerin sentezini arttırmada.
7. Kaslarımız üzerinde oluşan spazmlarda çözücü etki sağlaması.
8. Kan yapımının çoğaltılması.
9. Vücudumuzdaki çeşitli kırık tedavilerinde kullanılabilmesi.
10.Sinirlerin yenilenmesinde artış ve sinir iletişimini arttırma.
11.Virüslerin yok edilmesinde etkili.
12. Hücresel yenilemede ATP sentezinde çoğalma ve membran permeablitesini düzenlemede etkili olma.
13.Akupunktur uygulamalarında kullanım.
Lazer Hakkında tüm Bilinmeyenler
Yaşamımızda çoktan önemli bir yere sahip oldu bile. Hassas ışınlar, süper marketlerde ürün fiyatlarını, CD'lerden müziği, DVD'lerden de filmleri okuyor. Araştırmacılar, bugüne kadar ulaşılamayan hassaslık, hız ve güçte yeni lazer türleri geliştiriyorlar. Onun sayesinde maddenin en küçük parçası görülür hale gelecek ve sonsuza kadar yetecek miktarda ucuz enerji üretilebilecek...
Lazer ışınlarının üretilmesi için gerekli enerjiyi lazer cihazına flaş lambaları sağlıyor.
Gün, büyük bir aksilikle başladı. Mika çaydanlık yere düşüp paramparça oldu. Ancak, birkaç dakika sonra hiçbir şey olmamış gibi yine masanın üstünde duruyordu. Evin hanımı kendisine, lazer baskı makinesiyle (çıkış olarak kâğıt yerine üç boyutlu nesneler alan) yepyeni bir çaydanlık daha üretti. Bunun için, satın alırken çaydanlıkla birlikte verilen disketi 3 boyutlu fotokopi makinesine yerleştirmesi yeterli olmuştu. Disket, ürünün dijitalleştirilmiş orijinal görüntüsünü içeriyordu.
Fotokopi makinesinin hafızası, veri yığının arasında dolaştı ve verileri lazerin kumanda birimine aktardı. Bu birim de ışını, kopyalama makinesindeki plastik, sertleştirici toz, bağlayıcı madde ve yapıştırıcıdan oluşan kaynayan bir karışıma yönlendirdi. Lazer ışınının değdiği noktada karışım hemen sertleşti. Kısa süre sonra, parçalananın aynısı bir çaydanlık çıktı ortaya.
Bize bilimkurgu gibi gelen bu örnekteki cihazın, Amerikan şirketi Z-Corporation tarafından birkaç yıl içinde üretilip, pazara sunulması bekleniyor. Cihaz, lazer tekniğinin, çok farklı amaçlara hizmet eden en yeni kullanım şekli. Başka hiçbir buluş, bu harika ışın kadar çok yönlü değil. Lazer ışınları yazabiliyor, okuyabiliyor, ölçebiliyor, kesebiliyor, hatta tedavi edebiliyor. Harika ışın, hem otomobil sacına hem de hassas insan damarlarına aynı mükemmellikte kaynak yapabiliyor. En sert elmaslara hassas delikler açabiliyor; kimliklere, kredi kartlarına üç boyutlu (hologramlar) görüntüler, gökyüzüne de renkli resimler çizebiliyor.
O kadar büyük bir güç üretiyor ki, ışığı Ay'a kadar ulaşabiliyor. O kadar hassas ki, göz ameliyatlarında kullanılıyor. Lazer ışınları, artık dijital verileri havada ışık hızıyla (yaklaşık 178.000 daktilo sayfası veriyi 1 saniyede) bir yerden bir yere aktarıyor. Bu optik serbest alan aktarımında, ışınlar, veriyi gönderen ve alan kişilerin evlerinin çatısında bulunan özel aynalarla yönlendiriliyor.
Gerçi yöntem en çok 4 kilometrelik bir alanda uygulanabiliyor. Ama bu uzaklık, şubeleri birbirine yakın üniversiteler ya da şirketlerin iç bünyelerinde iletişim kurabilmeleri için yeterli.
Lazer harikasının marifetlerini anlatan liste bitmek bilmiyor. Bilim adamları bu hassas ışınlarla, atomları her yönüyle araştırabilmek için, şimdiye kadar mümkün olmayanı başarıp, en küçük parçaların dünyasına girmeyi hedefliyorlar.
Kalın lazer ışınlarıyla da uzun süredir beklenen nükleer füzyon enerjisini kazanabilmek amacıyla, Güneş'i yeryüzünde taklit etmek istiyorlar. Amerikalı Theodore Maiman, 1960'ta dünyanın ilk lazerini yaparken, buluşunun bütün dünyada böyle bir başarıya ulaşacağını herhalde tahmin etmemişti. O günden bu yana, dünyanın her yerinden uzmanlar, lazerin sürekli yeni kullanım alanlarını keşfettiler. Ancak ister süper marketlerin kasalarındaki küçük lazer tarayıcılar, ister nükleer füzyon amacıyla kullanılan dev lazer silahlarında, hep aynı ilke işliyor: Lazer ışını, atomların ışık yaymaya başlayıncaya kadar enerjiyle pompalanması sonucu ortaya çıkıyor. Bu ışık, daha sonra ayna hileleriyle iyice güçlendiriliyor.
Enerjinin atoma hangi şekilde pompalanacağı, lazerde kullanılan malzemeye bağlı. Yakut lazer, ksenon (xenon) lambası; neodiyum YAG lazer ise flaş lambası ya da diod lazerle pompalanıyor. Gaz lazerler de daha çok hızlandırılmış elektronlarla bombardıman yoluyla pompalanıyor. Lazer malzemesi, ayrıca lazer ışının dalga boyunu da belirliyor. Örneğin, kırmızı yakut lazeri kırmızı lazer ışını üretiyor. Değerli bir gaz olan argon ile çalışan lazerler, insan gözünün göremeyeceği morötesi ya da kızılötesi ışınlar üretiyorlar.
Üç boyutlu fotokopi cihazları, objelerin orijinaline uygun yeniden üretimini sağlayacak
Bir atom, alabileceği enerjiyle tamamen pompalanınca bünyesine daha fazla enerji alamaz. Böyle bir atom kendi uyarılmış enerjisine eşit enerjide bir ışık dalgasıyla çarpışınca, zorunlu olarak enerjisini ışık dalgası olarak verir ve çarpıştığı dalga ile aynı frekans ve fazda iki ışık dalgası yayınlanır. Çarpışmaların sayısını yükseltebilmek için, yani daha çok ışık kazanabilmek için, lazerin karşılıklı iki kenarına paralel iki ayna yerleştiriliyor: Bu aynalardan birine rastlantısal olarak dik bir açıyla çarpan ışık dalgası, karşıdaki aynaya yansıtılıyor ve ardından sürekli iki ayna arasında gidip geliyor, dışarıya çıkamıyor. Işık parçacıkları, lazerin yapımında kullanılan malzemenin içinden geçerken, yolunun üzerinde enerji pompalanmış diğer atomlarla karşılaşıyorlar ve onları da, depolamış oldukları enerjiyi ışık olarak açığa çıkarmaları için zorluyorlar.
Böylece "parlayan" (ışıldayan) atomların sayısı ve bununla birlikte ışığın miktarı sürekli artıyor. Lazere ismini de bu süreç vermiş: Çünkü "lazer", İngilizce "light amplication by stimulated emission of radiation" tanımlamasının, yani "uyartılmış salma ile ışığın güçlendirilmesi" tanımlamasının kısaltılmış halidir.
Ancak, iki ayna arasında tutsak olduğu sürece giderek yoğunlaşan ışınla bir şey yapmak mümkün değil. O nedenle, bu iki yansıtıcılardan biri yarı geçirgen özelliğe sahip: Işığın bir bölümü onun aracılığıyla dışarıya çıkıyor (lazer ışığı). Bu ışına "bağdaşık" (eş evreli) adı veriliyor: Işık dalgalarının tamamı, aynı renkte ve bütün ışık parçacıkları aynı ritim ile (aynı fazda) salınıyorlar.
Ayrıca, ışını oluşturan dalgalar tamamen birbirine paralel ilerliyor. Bir el feneri ve bir "laserpointer" ile bir duvar aydınlatılıp sonra yavaş yavaş arkaya doğru gidildiğinde, lazer ışınının normal ışıktan farkı kolayca seçilebiliyor. El fenerinin duvarda bıraktığı ışık lekesi, duvardan uzaklaştıkça büyüyor, lazerin aydınlattığı nokta ise hep aynı büyüklükte kalıyor. Lazer ışığı dağılmadığı için çok hassas işlemlerde rahatlıkla kullanılabiliyor. Cerrahlar, onunla beyin ameliyatlarında küçücük hücreleri dokulardan ayırabiliyor.
Geleceğin lazerli çim biçme makinesi "Zero", çimleri milimetrik olarak eşit boylarda kesebiliyor.
Lazer ışınları istenilen dalga boyunda üretilebiliyor. Bunun için, doğru lazer malzemesini seçmek yeterli. Lazerin bu özelliği, kimya alanında bir devrime neden oldu. Birçok kimyasal tepkime, ortama, ancak enerji dahil edildiğinde harekete geçiyor. Tepkimenin gerçekleşmesi için, genellikle biraz ısıtmak yeterli oluyor. Ama, özellikle organik kimya alanında görülen bazı hassas tepkimeler için bu yeterli değil. Çünkü bazı moleküller, enerji sadece belirli dozlarda uygulandığında diğer moleküllerle özel bağlar oluşturuyorlar ve böyle bir enerji dozunu sadece lazer mümkün kılıyor.
Araştırmacılar, bu yöntemle lazer yardımıyla vinilklorit (günlük hayatta sıkça kullanılan polivinilkloridin -PVC- ana maddesi) üretmeye başladılar. Bunun için bilim adamları, içi dikloretilen gazıyla dolu bir tepkime hücresine morötesi lazer ışınları gönderiyorlar. Vinilkloridin oluşabilmesi için, tepkimeye belirli aralarla, belirli dozlarda enerji uygulamak gerekiyor. Bu da sadece lazerle yapılabiliyor. Şimdiye kadar bu maddenin endüstriyel olarak üretimi oldukça karmaşıktı: Gaz, 500 santigrat dereceye kadar ısıtılmak zorundaydı, tepkimenin gerçekleşebilmesi için, ayrıca bir de yardımcı maddeye (katalizatör) ihtiyaç duyuluyordu. Lazer yöntemi, daha 300 santigrat derecede işlemeye başlıyor ve bir katalizatöre de gerek kalmıyor. Bu yöntemin sunduğu en büyük avantaj, üretimde sağlanan yüzde 20 oranında artışa dönüştürebiliyorlar.
Hologramlar lazere öncülük etti
Pek çok kredi kartında, taklit edilmesi zor olduğu için, gelişmiş 3 boyutlu fotoğraf şeklinde açıklanabilecek hologramlar kullanılıyor.
Bir hologram elde etmek için, bir lazer demeti yarı saydam bir ayna ile ikiye bölünüyor. Aynadan yansıyan ışınlar, merceklerden geçmeden, bir fotoğraf klişesini aydınlatıyor. Aynanın içinden geçen ışınlar ise, fotoğrafı çekilecek cismin üzerine düşüyor. Cisim, bu ışıkların bir kısmını kırıyor ve kırılan ışınlar da aynı şekilde fotoğraf klişesini aydınlatıyor. Dolayısıyla fotoğrafı çekilen cismin kabartmalı görüntüsü doğuyor. Bu iki farklı ışığın birleşmesinden kaynaklanan yeni ışık demetine "girişim saçağı" deniliyor.
Girişim saçağının keşfi, 3 boyutlu görüntülerin elde edilmesi konusunda bir çığır açtı. 1948 yılında, lazer henüz geliştirilmemişken, hologramın doğmasına yol açan fikirleri ileri süren fizikçi Dennis Gabor, buluşundan ötürü 1971 Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü.
Araştırmacılar lazer ışınını sadece istenilen dalga boyunda üretmekle kalmıyorlar, lazer ışınlarını ultra kısa atımlara (puls) da Bu yolla çok büyük enerji açığa çıkarılıyor. Hedefe ulaşabilmek için, kesintisiz lazer ışını üreten yakuttan başka bir malzeme kullanmak gerekiyor. Atımlı (pulslu) lazer ışınları, kromkolkuirit (Chrom-Colquiriit) kristali, neodmiyum-YAG (neodiyum içine yitrium alüminyum garnet yani YAG katkılanmıştır) ya da bir titan-safir kristali içinde oluşuyor. Bu malzemelerin inanılmaz bir özelliği var: İçlerinde bulunan küçücük boşluklarda ışık o kadar hızlı yansıyor ki, bütün farklı frekanslar kısacık bir an için senkronize oluyorlar.
Bağdaşık ışıktan yıldırım hızıyla bir atım ortaya çıkıyor. Bu atımlar, birkaç femtosaniye aralarla birbirlerini izliyorlar. Bir femtosaniyenin ne kadar sürdüğü rakamlarla ifade edilebiliyor (10 üzeri 15 saniye), ancak hayal edilmesi mümkün değil. Bir femtosaniyenin bir saniyeye oranı, saniyenin 32 milyon yıla oranıyla kıyaslanabilir.
Kısa ışık flaşlarında çok büyük enerji gizli. Atımların verimi tek başına sınırlı olsa da, tek tek enerjilerin toplanmasıyla bir güç paketi ortaya çıkıyor. Her bir atım 3 mikrojul enerjiye (bu, bir su damlasını bir santigrat derecenin milyonda biri kadar ısıtmaya bile yeterli değil) sahip olmasına karşın, lazer ışık atımları, atım boyunca (örneğin 100 femtosaniye) 30 megavat enerji sunuyor.
1960'lı yıllardan bu yana, ultra kısa atımlı lazerler hızlı bir gelişim gösterdi. Günümüzde, atımlar iyice kısaldı ve yeni kuşak çok yönlü kompakt ultra kısa atımlı lazerler ortaya çıktı. Oda büyüklüğünde, güvenli olmayan ve enerjiye doymak bilmeyen orijinalleriyle karşılaştırıldığı zaman, gerçek bir devrim...
Günümüzün atımlı lazerleri çok farklı kullanım amaçlarına hizmet ediyor ve çok hassas işliyor. Işınlar, kısa dalgalı röntgen ışınından, uzun dalgalı kızılötesi ışınlara kadar elektromanyetik tayfın bütün alanına dağılmış durumda. Üstelik, birkaç petavat'lık (milyarlarca megavat ya da rakamlarla ifade edilirse 10 üzeri 15 vat) inanılmaz bir güce ulaşıyor.
Ortaya çıkan güç, çok hassas bir şekilde bir noktaya odaklandığı zaman, atımlı lazerler mikro hassaslıktaki kaynak, kesim ve delme işlemleri için ideal bir verim sunuyor. Bir dakikadan daha kısa bir süre içinde otomobil kasasına 100 noktada kaynak yapabiliyor. Bu, şimdiye kadar kullanılan elektro kaynak yöntemine oranla on kat daha hızlı ve hassas. Özellikle uçak yapımında yüksek oranda hassaslık gerektiği için, giderek perçinlerin yerini alıyor. Bu yolla, Airbus A318 ya da süper Airbus A380'de ortalama olarak yüzde 10 oranında ağırlıktan ve yüzde 20 oranında işçilik ücretinden tasarruf edilebiliyor.
Atımlı lazerin, sahip olduğu yüksek enerjiyle üzerinde çalışılan malzemeyi yakabileceği düşünülse de, kesinlikle böyle değil. Atımlar enerjiyi yanma noktasına o kadar çabuk ulaştırıyorlar ki, sıcaklık, ışının gönderilmediği alanlara yayılma fırsatı bile bulamıyor. Bu nedenle, patlayıcı özelliği yüksek maddeler de atımlı lazerler ile kesiliyor. Kesme noktasındaki malzeme, geri kalan bölümde patlama meydana gelmeden buharlaşıyor.
Enerji bu kadar yüksek düzeyde demetlenebildiği için, ultra kısa atımlı lazerler cerrahlar için de büyük nimet. Onunla tıkanmış damarları açabiliyor, en ince damarları hiç bozmadan kesebiliyorlar. Bütün bu işlemleri gerçekleştirirken, çevredeki doku kesinlikle zedelenmiyor. Bu özelliği lazeri, göz alanında "bir numaralı" tedavi yöntemi haline getirdi. Retina yırtıklarının onarımında kullanılıyor. Miyopluğun tedavisinde atımlı ışınlar, kornea tabakasının belirli bir katmanına odaklanıyor. Işın, kornea tabakasının bu katmanında yan yana çok sayıda küçük delikler oluşturuyor. Sonunda kornea tabakasının en üst katmanı açılarak kenara katlanıyor. Altında duran ve biraz önce buharlaştırılan tabakada, geriye kalan artıklar lazerle iyice temizleniyor. Sonra, tamamen sağlıklı olan en üst kat yeniden yerine yerleştiriliyor. Bu düzleştirme işlemiyle miyopluk tedavi edilmiş oluyor.
Avrupa'daki en etkili lazer İngiltere'nin Manchester kentinde
Atımlı lazer, özellikle fizik bilimi için mucize bir silah niteliğinde. Lazer aracılığıyla, birkaç yüz femtosaniye süren atomlar arası elektron alışverişi bile araştırılabiliyor. Bunun için atomlar tek tek izole ediliyor ve bir iyon tuzağına hapsediliyor. Bu tuzak, tek iyonları, yani yüklü atomları uzun süre içinde tutuyor. İyonlar daha sonra lazer ışığıyla ışıtılıyor.
Varsayalım ki, lazer ışını salınan iyonlara sol taraftan yansıtıldı; sola doğru salınan iyonlar, atımlı lazer ışınına yöneleceklerdir. Bu sırada, akustikten de tanıdığımız rezonans oluşuyor. Araştırmacılar, bu rezonans enerjisini hassas ölçme cihazlarıyla, aynı bir kamerayla izliyormuş gibi kaydediyorlar. Ne kadar çok rezonans oluşturulursa, kaydedilen görüntü de o kadar netleşiyor. Bu arada elde edilen bilgiler, bilgisayar ve telekomünikasyon alanında süper hızlı sinyal aktarımı sağlayan hassas optoelektronik cihazların yapımı için kullanılıyor.
Bütün araştırmalar sırasında bilim adamları, attosaniyelik (femtosaniyenin binde biri) atımlara sahip lazerleri geliştirmeye başladılar. Bu lazerlerle çok hızlı işleyen kimyasal tepkimeler, hücresel boyutta ve adım adım incelenebiliyor. Araştırmanın amacı, hastalığa neden olan moleküllerin yapısını çözümleyebilmek ve bu bilgi ışığında hedefe yönelik özel ilaçlar geliştirmek...
Bir gün, lazer atımlarıyla küçük DNA'lar kesilebilecek ve parçalar, molekül tasarımcılığının yardımıyla bir araya getirilip yepyeni bir başka gene dönüştürülebilecek. Noktasal çalışabilen lazerle hücre çekirdeğine girip, orada cerrahi bir operasyon yapmak da mümkün.
Atımlı lazerler, sadece hayat kurtarmak amacıyla kullanılmıyor; sahip olduğu enerji, onu tehlikeli bir silaha da dönüştürebiliyor. Amerikan ordusu 2001 yılının başında bir lazer silahını uydulara karşı başarıyla kullandı. Uydunun elektronik sistemi tamamen tahrip edildi. Ancak, bu deneyim sırasında askeri strateji uzmanları, kendi silahlarına karşı dikkatli olmak zorunda olduklarını öğrendiler. Işık atımı, hedefini ya da başka bir cismi vurduğu zaman, nereye gideceği belli olmayan yansımalara neden oluyordu. Işınlar, hâlâ diğer uyduların -ki bu kendi uyduları da olabilir- optik alıcılarına zarar verecek kadar yeterli enerji içeriyorlardı. Bu tehlikenin önüne nasıl geçilebileceği henüz bilinmiyor, ama düşman uyduları ya da roketleri vurmayı hedefleyen lazer silahlarının 2007 yılında kullanıma hazır olması amaçlanıyor.
Bir yıl sonra da, daha barışçıl ve aynı zamanda da bütün zamanların en heyecan verici lazer projesi gerçekleştirilecek: Güneş'in simülasyonu... Güneş'in içinde hidrojen çekirdekleri birbiriyle kaynaşarak helyuma dönüşüyor. Bu çekirdek kaynaşması sonucu inanılmaz miktarlarda enerji açığa çıkıyor (milyarlarca yıl boyunca 100 milyon santigrat derecede yanan bir fırına benzetilebilir). Bilim adamları, lazer tekniği aracılığıyla bu işlevi yeryüzünde simüle etmek istiyorlar. Bu kozmik fırın taklit edilebildiği takdirde, yeryüzündeki enerji sorunu sonsuza kadar çözülecek. Çünkü, yanıcı madde olarak kullanılan hidrojen, yeryüzünde hem çok miktarda bulunuyor hem de ucuz.
Füzyon yöntemi, ilk olarak 1980'li yıllarda, zamanın en güçlü lazerleriyle denendi. Deney, başarıyla sonuçlanmıştı, ancak bütün bir bina kompleksini kapsayacak büyüklükteki düzenek, ürettiğinden daha çok enerji tüketiyordu. Şimdi, çekirdek kaynaşması (füzyonu) sonucu ekonomik enerji üretme fikri yeniden gündemde:
California'daki National Ignition Facility (NIF), futbol stadyumu büyüklüğünde bir düzenek hazırlıyor. 2008 yılında burada, 192 lazer silahından çıkan ışınlarla hidrojen çekirdekleri kaynaştırılacak. Füzyon sonucunda 5.000 milyar vat enerji açığa çıkması bekleniyor. Bu çalışma başarılı olursa, insanoğlunun en büyük hayallerinden biri gerçek olacak: Bütün dünyaya yetecek kadar ucuz enerjiye sahip olmak...
Kaynak: focus dergisi
Lazer Epilasyon Nedir - Foto Epilasyon Nedir
Epilasyon işlemi genellikle cihazın bilgisayar sistemi rehberliğinde yapılmakta, hastanın cilt ve kıl tipine göre ışığın enerjisi ve gönderilme süresi – sıklığı arasındaki ilişki otomatik ayarlanmaktadır. Böylelikle gelişmiş teknoloji sunmaktadır.
bir saniyeden kısa bir sürede yüzlerce kıl folikülünü yok edebilecek teknik kapasiteye sahip bir cihaz olduğundan epilasyon işlemi kısa sürede tamamlanabilmektedir.
vücudun tüm bölgelerindeki kıllar üzerinde etkilidir.
Cihazın ucundaki aktif soğutucu ucu sayesinde işlem öncesi, sırası ve sonrasındaki rahatsızlıklar en aza indirilmekte ve dokuya zarar verilmesi engellenmektedir.
Uygulama Sonrası Kıllar Nasıl Bir Değişim Gösterir?
Uygulama sonrası kıllar, 3-15 gün içerisinde dökülecektir. Ancak bu kılların çoğunun kökleri tahrip olmuştur ve bir daha ki sefere çok zayıf çıkacak veya çıkmayacaktır. Kıllar kendiliğinden düşebileceği gibi, elle çekildiğinde de çıkabilirler. Dökülmeyen kıllara kontrol seansı yapılabilir.
Uygulama Sonrası Cilt Nasıl Olur?
Uygulama sonrasında cilt üzerinde, birkaç saat içerisinde geçmek üzere hafif bir güneş yanığına benzeyen bir yanma hissi oluşabilir.
Her Cilt Rengine Uygulanır Mı?
Lazer epilasyon uygulaması için en etkili sonuç açık cilt rengi üzerinde tüyleri koyu renk olan kişilerdir. Ancak son teknoloji ürünü lazer cihazları ile koyu cilt rengine sahip olanlar da dahil olmak üzere her cilt rengine uygulama yapılmaktadır.
Hormonal Bozukluğu Olanlara da Lazer Epilasyon Etkili Midir?
Hormon bozukluklarında lazer epilasyon etkilidir ancak daha fazla sayıda seans gereksinimi bulunmaktadır.
Bir Seansta Tüylerden Kurtulmak Mümkün Müdür?
Hayır, mümkün değildir. Çünkü kıl köklerinin hepsi aynı büyüme devresinde değildir. Uygulama esnasında olgun fazda (anogen) olan kıl kökleri etkilenir. Dinlenmekte (katogen) ve gerileme (telogen) fazındaki kıl kökleri etkilenmez. Bunlar için diğer seansların uygulanması gerekir. Kılların renklerinde ve büyüme devrelerinde olan farklılıklardan dolayı seans sayısı kişiye göre hatta aynı kişinin farklı bölgelerine göre değişir.
Foto Epilasyon İle Lazer Epilasyon Arasında Ne Fark Vardır?
Foto epilasyon, halk arasında flaş lamba teknolojisi olarak bilinir. Aslında foto epilasyon ışık kaynağı kullanılarak yapılan epilasyon demektir ve hem lazer hem de IPL teknolojlerini kapsamaktadır.
Her Mevsimde Epilasyon Uygulanabilir Mi?
Bronzlaşmamak şartı ile tüm mevsimlerde epilasyon yapılabilir.
Lazer Epilasyon Kalıcı Mıdır?
Etkili bir lazer tedavisi kıl köklerini sayıca azaltır. Bu sırada, kıl köklerinde sayıca azalmanın yanı sıra zayıflama da meydana gelir. Zayıflamış kökler ise ancak çok uzun süren dinlenme dönemlerinden sonra büyüme dönemine girebilirler. Bu da tedavinin ilerlemesiyle birlikte tüy çıkması için gereken sürenin uzaması anlamına gelir.
Neden Birden Fazla Seans Gerekmektedir?
Vücudumuzdaki kılların oluşma, gelişme ve dökülme gibi farklı yaşam evreleri vardır. Aynı bölgede farklı evredeki kıllar bir arada bulunmaktadır. Kılın lazere en duyarlı olduğu evreyi bulmak için lazer uygulaması belli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Seans sayısı kişiden kişiye göre değişim gösterir.
Lazer Epilasyon Kanser Yapar Mı?
Lazer tıpta 40 yıldır yaygın olarak kullanılmakta olup kanser yaptığına dair bir kanıt yoktur.
Erkeklere Lazer Epilasyon Uygulanabilir Mi?
Erkeklere de lazer epilasyon yaygın olarak ve başarıyla uygulanmaktadır.
Erkekte Güğüs Bölgesinde Kılların Seyreltilmesi Mümkünmü?
Vücut bölgelerine yapılan epilasyonda, her seans sonunda kıllarda belirgin kalıcı azalma elde edilir, bu durum doğal ve estetik bir görünüm sağlar. Göğüs kıllarınıza sadece 1-2 seans uygulatarak yoğunluğunu azaltıp istenilen seyreltme oranına geliceye kadar seanslara devam edebilirsiniz.
Erkekler En Çok Hangi Bölgeleri Epilasyon Yaptırırlar?
Erkeklerin en sık talep ettiği bölgeler özellikle sırt-omuz, göğüs, boyun- ense ve elmacık kemikleri üstü sakallardır.
Lazer Epilasyon Uygulamalarında Erkekler Kadınlara Göre Bazı Avantajlara Sahip Midirler?
Erkeklerin daha kalın ve koyu renk kıl köklerine sahip olmaları nedeniyle, lazere çok iyi yanıt verirler ve daha basarılı sonuçlar elde edilir. Erkekler, bayanlar kadar tamamen kılsız bir cilt istemediklerinden daha az sayıda seans uygulanarak tatmin edici sonuçlar almak mümkün olmaktadır.
Lazer Epilasyon Uygulamalarında Erkekler Kadınlara Göre Bazı Dezavantajlara Sahip Midirler?
Erkeklerin dezavantajı, yapıları gereği yüksek erkeklik hormonları nedeniyle sürekli yeni kıl üretimi yönünden baskı altında olmalarıdır. Bu durum uzun vadede lazer epilasyonu gerektirmektedir.
Erkeklerde kalın ve melalinden zengin kıl kökü hücrelerinin vardır. Bu nedenle burada lazer enerjisi daha fazla yoğunlaşır ve yüksek ısı enerjisi ortaya çıkar. Bu ısı enerjisinin sebep olduğu ağrı, acı hissi de aslında kadınlara göre daha yoğun olarak yaşanmaktadır. Fakat erkekler bayanlardan daha fazla ağrıya dirençli olduklarından yada en azından kendilerini öyle şartlandırdıklarından ağrıdan fazla şikayetçi olmazlar.
Lazer Tedavileri Sırasında Güneşe Çakmak Sakıncalı Mıdır?
İşlem sırasında kızarıklık meydana gelen cildin güneşe maruz kalmaması gerekmektedir. Deride kızarıklık meydana getirebileceği düşünülerek tedadiden önce ve tedaviden sonra güneşe çıkmak son derece zararlı olabilir. Bu nedenle tedavi süresince güneşten sakınmak tavsiye edilir.
Lazer Epilasyon Ağrısız Mıdır ?
Şu anda hiç bir epilasyon yöntemi ağrısız değildir. Normalde kılın cımbızla çekilmesinde meydana gelen acının benzeri, lazerlenen kıl kökünde hissedilir. Vücudun bazı bölgeleri daha duyarlı olduğundan, bu bölgelerde bu his daha güçlü olabilir. Ağrı eşiği düşük kişilerde, koyu ve kalın kıllara sahip kişilerde ağrı daha fazla olarak hissedilebilmekle birlikte genellikle lokal anestezi gerektirmeden işlem tamamlanabilmektedir.
Yan Etkileri Var Mıdır?
Lazer epilasyon uygulaması genel olarak lazer epilasyan konusunda deneyimli doktor tarafından ve uygun dozlarda uygulandığında oldukça güvenlidir. Lazer epilasyon uygulamasının kalıcı bir yan etkisi yoktur. Uygulama esnasında kıl köklerinin, enerjiden etkilendiğini gösteren hafif kabartılar ve kızarıklıklar oluşabilir. Ancak uygulama bölgesinde oluşabilecek bu durum çok kısa bir süre içerisinde kaybolacaktır. Uygulama sırasında hafif bir yanma da hissedilebilir.
Hassas ciltlerde yada yüksek enerjili lazerli uygulamalarda ciltte yüzeysel kabuklanma oluşabilir. Çoğunlukla bu kabuklanma günler içerisinde düzelir ve deri normale döner. Nadir vakalarda bu kabuklanma durumu çok daha fazla olup sonrasında deride renk değişikliği dediğimiz açılma ya da koyulaşma gözlenebilir. Neredeyse tüm vakalarda deri 4-6 ay içinde normale döner. Gözlere zararlıdır, özel koruyucu gözlük takılması zorunludur.
Gebelikde Epilasyon Uygulaması Yapılabilir Mi ?
Gebelik süresince hormon dengesi değişmektedir ve bu nedenle kıl köklerinin etkilenmesi zorlaşmaktadır. Henüz kesin klinik çalışmalar olmadığından herhangi bir olumsuz etki bildirilmemiş olmasına rağmen bebeğin oluşumunun etkileneceği düşünülerek gebelikte epilasyon yapılmamaktadır.
Gerçekten Epilasyon Sonuç Veriyor Mu?
Uzun çalışmalar sonucu Amerika'da FDA laser'in kıl azalmasına yol açtığı onaylanmıştır. Tedavi seansları birden fazla tekrarlanırsa kıl miktarının azaldığı ve tekrarlanan tedaviler ile istenen uzun süre epilasyon etkisini gösterdiği ortaya çıkmıştır.
Yazın Lazer Epilasyon Yapılır Mı?
Lazer epilasyon sonrası bir kaç hafta güneşten korunmak yeterlidir. Bronzlaşmış tenlere ise lazer epilasyon yapılmamaktadır.
Leke ve Yanık Riski Var Mı?
Deriye rengini veren melanin pigmenti fazla ise yani, cilt esmer veya bronzsa etkilenme riski vardır. Bu nedenle koyu renkli ciltlerde ve günes banyosundan sonra yapılan uygulamalarda, lazer öncesinde test atışı yapılır.Uygunsa, lazere başlanır. Kalıcı bir leke ya da yanığa maruz kalmaz. Ancak son teknoloji ürünü cihazlar ile koyu cilt rengine sahip olanlar da dahil olmak üzere her cilt rengine uygulama yapılmaktadır.
Lazer Epilasyon Tedavisinin Risk Ve Komplikasyonları
Lazer tedavisi boyunca cilt rengi ne kadar açık olursa komplikasyon o kadar az olacaktır. Koyu renkli cilt tiplerinde birim alandaki melanin maddesi oranı daha yüksek olduğu için uygulanan enerjinin çoğu ciltteki melanin maddesi tarafından da emilecektir. Bu eneji sonucu oluşan yüksek ısı cilt yanıklarına neden olabilir. Bu yanıklar sonrası ciltte renk değişimleri izlenebilir. Lazer tedavisi sonucu oluşabilecek bu gibi renk değişimleri kendiliğinden de geçebilir veya tedavide edilebilir niteliktedir.
Lazer Epilasyonda Yüz Bölgesi Neden Uzun Seanslar Gerektirmektedir?
Yüz bölgesi için seans sayısının fazla olması ve kısa aralıklarla olmasının sebebi kıl folikül sayısının diğer vücut bölgelerine göre fazla olması ve yüz bölgesinde hormonların kısa sürede etkili olmasıdır. Seans aralığı 1-1,5 ay arasında değişir.
Yüz tüyleri vücut tüylerine göre daha ince ve açık renklidir. Çok koyu renkli ve kalın olsalar da birkaç seans içinde incelecekleri için devam eden seanslarda tedavi zorlaşır. Koyu renkli ve kalın olmayan kıllar ısıyı iyi iletemeyecekleri için kıl kökü de fazla ısınmayacaktır. Bu da kıl köklerinde yeterince harabiyet oluşturmaz. Bu durumda seans sayısının artmasına neden olur.
Yüz Bölgesinde De Kızarıklık Meydana Gelir Mi?
Vücutta olduğu gibi uygulama sonrası kızarıklık, kıl köklerinde hafif şişme yüz bölgesinde de olabilir, bu geçici bir durumdur.
Yüze Uygulanan Bir Tedaviden Sonra Makyaj Yapılabilirmi?
Deride kızarıklık meydana getiren bir lazer tedavisinden sonra kimi makyaj malzemelerinin kullanımı sakıncalı olabilir. Kızarıklık oluşmayan bir tedaviden sonra işlem gören bölgeye makyaj malzemeleri doktorunuzla görüştükten sonra uygulanabilir.
Laser Epilasyon İğneli Epilasyondan Daha Mı Etkilidir?
Her iki yöntemin de avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. İğneli epilasyon tecrübeli bir teknisyen tarafından uygulandığında her çeşit kıl ve cilt tipinde aynı derecede başarılı sonuç verirken, lazer epilasyonun başarısı kişiden kişiye değişebilmektedir.
İğneli Epilasyon İz Bırakır Mı?
İğneli epilasyon sırasında batırılan iğneler ve uygulanan elektrik akımı ile ciltte geçici kızarıklık, ödem, kabuklanma hatta yanık ve enfeksiyon gelişebilir. Bu yan etkiler genellikle gecici olmaktadır nadiren kalıcı iz kalmaktadır.
Batık Kılların Tedavisi İçin En Uygun Method Hangisidir?
Batık kıllar için en uygun method lazer epilasyondur.
Hangi Lazer Epilasyon Cihazı Daha Etkilidir?
En iyi lazer epilasyon cihazı diye bir kavram söz konusu değildir. Epilasyon uygulanan kıllar kişiden kişiye değiştiği için bazı laser cihazları bir grup hastaya daha etkili gelirken başka bir grup hastaya iyi gelmeyebilir.
Epilasyonda Ne Tip Lazerler Kullanılır?
Epilasyon amaçlı kullanılan lazerler alexandrite , ruby, diod, nd:yag olarak sayılabilir. Bu lazerlerin isimleri yaydıkları ışığın dalga boylarına göredir. Epilasyon amaçlı lazer cihazlarının teknolojisi ilerledikçe dalga boylarının arttığını görüyoruz çünkü dalga boyu vücutta ışığın etkileyebileceği alanlarda önem kazanmaktadır.
Lazer Epilasyon Tekniğinin Elektrolize (İğneli Epilasyon) Göre Üstünlükleri Nelerdir?
Uygulama süresinin çok daha kısa olması, nisbeten daha ağrısız olması ve toplam uygulama maliyetinin daha düşük olmasıdır. Elektroliz tekniğinde her kıl kökü için ayrı işlem yapılırken, lazer uygulamasında aynı anda birçok kıl kökü tahrip edilmektedir.
Hangi Epilasyon Yöntemi Daha Ekonomiktir?
Kısa dönemde laser epilasyon pahalı görünürken iğneli epilasyon ve diğer geçici yöntemler uzun dönemde nisbeten daha pahalıya gelmektedir.
Lazer Epilasyonda Fiyatlandırma Neye Göre Yapılır?
Piyasada farklı özelliklere sahip eski yeni birçok epilasyon cihazı bulunmaktadır. Lazer epilasyonda fiyatı belirleyen en önemli faktörler şunlardır:
Cihazın teknik özellikleri
Etkinliği
Seans sayısının azlığı
Her cilt renginde güvenle uygulanması
15 Eylül 2007 Cumartesi
Epilasyon
Lazer epilasyon vücutta oluşan tüylenmenin önlenmesinde en önemli gelişmedir. Lazer epilasyon öncesinde vücutta istenmeyen tüylerin yok edilmesi için ağda, cımbız, traş gibi yöntemlerle çözüm aranmakta idi.
Lazer epilasyon sayesinde kalıcı olmayan bu yöntemlerin kullanılmasınada gerek kalmamış oldu.
Lazer epilasyon haricinde halen kullanılmakta olan iğneli epilasyon yöntemide kalıcı çözüm sunmaktadır, iğneli epilasyon lazer epilasyona göre daha fazla zaman almakta, ağrılı ve daha pahalı olan bir çözümdür.
Lazer epilasyon tedavisinde en önemli başarılar açık tenli ve koyu renkli tüylenmesi olan kişilerde alınmaktadır. Aksi durumlarda lazer epilasyon halen iyi sonuçlar vermemekte ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir.
Lazer epilasyon uygulayan merkezlerde hastaların ten rengi ve tüylenme durumları göz önünde bulundurularak lazer sistemi farklı farklı uygulanır. Bu nedenle lazer epilasyon yaptırmaya karar verdiğinizde konunun uzmanları ile görüşüp profesyonel olarak çalışan işletmelerde bu işlemi gerçekleştirmenizde fayda var.
Çünkü lazer epilasyon uygulaması sırasında bilgi, deneyim ve teknik ekipmanlar çok önemlidir... Lazer epilasyon sonucunda oluşacak etkilerin istenen ölçüde olmasının bu faktörlerle direkt olarak bağlantısı bulunmaktadır.
Lazer epilasyon tekniğinin iğneli epilasyon tekniğine göre bazı üstünlükleri vardır bunları kısaca;
- Lazer epilasyon uygulama süresi iğneli epilasyon tekniğine göre daha kısa sürmektedir.
- Lazer epilasyon uygulaması sırasında iğneli epilasyon tekniğinde duyulabilecek ağrılar duyulmamaktadır bu teknik ile tedavi gören kişilerde herhangi bir ağrı görünmemektedir.
- Epilasyon merkezlerindende öğrenilebileceği gibi lazer epilasyon tekniği iğneli epilasyona göre daha ucuzdur.
İğneli epilasyon tekniğinde her kıl kökü için ayrı ayrı işlem yapılmaktadır fakat lazer epilasyon ile aynı anda birden fazla kıl köküne işlem yapıldığından daha az zaman almakta ve maliyeti daha düşük olmaktadır.
Lazer Epilasyon Uygulaması Neyi içermektedir
Uygulamanın yapıldığı yerin sayısı ve büyüklüğüne göre, uygulama süresi dakikalardan saatlere kadar değişebilir. Hastalar işe dönebilir ve uygulama sonrası günlük aktivitelerine geri dönebilirler. İşlem, uygulama yapılacak olan alanın ve tüylerin çokluğuna göre, hastadan hastaya değişmektedir. Genel olarak, uygulama, hastanın gözlerini lazer ışınlarından korumak için göz koruma gözlükleri içermektedir. Lazer ışığını vermek için elin küçük bölümü kullanılacaktır. Çoğu hasta uygulanan yerde herhangi bir yan etki ile karşılaşmamıştır. Yan etkinin derecesi ve hassasiyeti kişiden kişiye göre değişmektedir. Bazı durumlarda topik anestezi bir seçenek olabilir
Uygulama alanı hafif kızarabilir ve cilt hassasiyeti ile alanın büyüklüğüne göre bu kızarıklık birkaç dakikadan birkaç güne kadar sürebilir.
Bu tedavinin yan etkileri var mıdır
Vücudun bazı kısımları diğer kısımlarından daha duyarlı olup, kızarabilir, hafifçe şişebilir, fakat bunlar da birkaç saat içinde kaybolur. Aşırı uçtaki vakalarda büllenme olabilir, bu da normal olarak bir iki gün içerisinde kaybolur. Deri pigmentasyonunda geçici azalma ya da çoğalmalar olabilir, ancak bu tip olgulara da sık rastlanmaz ve genellikle birkaç ay içerisinde normale döner.
Hangi Alanlar Tedavi Edilebilir
13 Eylül 2007 Perşembe
Cilt Bakımı
Soğuk kış günlerinde yıpranan cildini doğru bakım yöntemleri ile koruyabilirsin. Birkaç basit uygulama ile sen de güzel ve canlı bir cilde sahip olabilirsin.
Cilt tipine uygun bakım
Kuru Cilt
• İnce gözenekli
• Yanak kısımları pul pul ve kırmızı renkli
• Hassas
• Özellikle ağız ve göz çevresinde kırışıklıklar
Neler Yapabilirsin?
• Geceleri yüzün için yumuşak, sabun içermeyen likit temizleyiciler ya da süper yağlı temizleme sabunları kullanabilirsin. Sabahları yüzüne sadece sıcak su çarpmalısın.
• Gliserin ile formüle edilmiş nemlendiricileri seçebilirsin, bunlar nem kaybını geciktirir, daha fazla kurumayı önler.
• Yüzünü ve vücudunu hala nemli iken nemlendirici kullanmalısın.
• Yağ bazlı fondöten ve krem allık kullanmalısın. İçerdikleri yağ, çizgi ve kırışıklıkları yumuşatmaya yardımcı olacaktır.
• Her gün SPF 15 faktörlü bir koruyucuyu yüzüne ve boynuna uygulayabilirsin.
Neler Yapmamalısın?
• Yüzünü asla sert bir sabunla yıkamamalısın.
• Pütürlü temizleme ürünlerinden ve peelinglerden uzak durmalısın.
YAĞLI CİLT
• Büyük gözenekler
• Parlama (özellikle T-bölgesi)
• Saf olmayan bir cilt eğilimi
Neler Yapmalısın?
• Yüzünü günde iki kez yağlı ciltler için formüle edilmiş yumuşak bir likit temizleyici ile temizlemelisin.
• Eğer ihtiyaç duyuyorsan yağ içermeyen bir nemlendirici kullanabilirsin.
• Yağı, pırıltıyı ve sivilceleri önlemek için yağsız ya da yağı kurutan fondöten, pudra ve toz allık kullanabilirsin.
• 15 SPF koruma faktörlü bir koruyucuyu ara sıra uygulayabilirsin.
Neler Yapmamalısın?
• Yüzünü fazla ovalayıp fırçalamamalısın. Çünkü yağ cildin koruyucu bariyeridir.
• Cildini günde iki kereden fazla temizlememelisin.
• İhtiyacın yoksa nemlendirici kullanmamalısın.
• Yağı yok etmek için yüzünü pudralamamalısın. Bu cildinin tebeşir gibi görünmesine yol açar.
KARMA CİLT
• Yanak bölgesi kuru
• T-bölgesi yağlı
Neler Yapmalısın?
• Karma ciltler için formüle edilmiş temizleyiciler seçebilirsin.
• Nemlendiriciyi sadece ihtiyaç duyulan bölgelere uygulamalısın, T bölgesine kullanmak sivilcelere neden olabilir.
• Yağsız formüle edilmiş SPF 15 koruma faktörlü bir ürün seçebilirsin.
• Su bazlı ya da yağsız fondöten kullanmalısın.
Neler Yapmamalısın?
• Yüzünün değişik yerleri için farklı temizleyiciler kullanmamalısın. Zaman ve para kaybıdır bu.
• Bakım ve temizleyizi ürünler seçerken mutlaka bir uzmana başvurmalısın
Lazer Epilasyon Fiyatları Laser Epilation Maliyeti
Kadınların en büyük sorunlarından biri de istenmeyen tüyler. Kimimiz bu konuda çok şanslıyız. Zayıf ve belli belirsiz tüylere sahibiz. Bazılarımız içinse tüyler bir kabus. Sürekli tertemiz ve pürüzsüz görünümlü bir vücuda sahip olmak için her türlü yöntemi deniyoruz. Ağda , jilet, tüy dökücü kremler, epilasyon aletleri vesaire vesaire. Dönemsel çözümler sağlayan bu yöntemler dışında bir de uzman doktorlar tarafından uygulanan epilasyon yöntemleri var. Tüy soruna daha kalıcı çözümler getirdiği iddia edilen bu yöntemlere bir göz atmaya ne dersiniz.
4 seansta sonuç
Foto epilasyon deri ve tüy rengi, tüy kalınlığı, derinliği ve vücut bölgesine göre ayar yapılabilen bir ışık verilerek kıl köklerinin yakılması olarak tanımlanıyor. Problemli tüyleri olan her yaştan insanın yaptırabileceği bu yöntem sadece bronzlaşmış ciltlere uygulanmıyor. Acı vermeyen bu epilasyon yöntemini bize Ayderm Dermotoloji Merkezi'nden Dr. Nur Feza Erdoğdu anlattı: "Foto epilasyon yapılmadan önce epilasyon yapılacak bölgeyi inceliyor gerekli tespitleri yapıyoruz. Daha sonra tüyleri boyu 1 - 2 mm olacak şekilde kesiyor ve deriye buz tatbik ediyoruz. 1 saniyede 5 - 6 santimlik bir bölgeye uygulama yapılıyor. Uygulama sırasında teninizde bir sıcaklık hissedebilirsiniz. Ayrıca uygulamadan sonra teninizde bir kızarıklık söz konusu olabilir. Ama bu geçici bir şey bunun dışında yöntemin her hangi bir yan etkisi yok. En iyi sonuç beyaz tende siyah ve kalın tüylerden alınıyor. Tüylerin kaybolma süresi uygulama yapılan bölge ile deri tipi ve tüy rengine göre değişiyor. Örneğin en standart bölge olan koltuk altında dört seansta yüzde 90 sonuç alınıyor. Seansların arası bölgeye göre en az üç hafta en fazla 2 ay arasında değişiyor." Dr. Erdoğdu, epilasyon sonrası kızarıklık geçene kadar güneşlenmemek gerektiği ve uygulama yapılan bölgeye en az dört gün alkol parfüm vb. maddelerin değdirilmemesi konusunda uyarıyor. Foto epilasyonun maliyetine gelince seans fiyatları yüz, 50 - 200 dolar, koltuk altı 50 - 150 dolar, bacak ise 300 - 1000 dolar arasında değişiyor.
Acısız çözüm
Günümüzde lazer, estetik sektöründe de mucizeler yaratıyor. Lazer epilasyon, özel bir dalga boyunda seçilmiş ve yoğunlaştırılmış ışık yoluyla kıl üreten pigmentin yok edilmesi anl**ı** geliyor. Bu yöntem 18 yaş üstü kişilere uygulanıyor. Hamileler, hormon bozukluğu olanlar, bronzlaşmış citler ve kanser tedavisi görenlere lazer epilasyon yapılmıyor. Bu yöntemi biz de Epilamed Lazer Epilasyon Merkezi'nden Dr. Özlem Konuk'a sorduk: "Lazer epilasyon yaptırmaya gelen herkese cilt tipini belirleyen bir test yapılıyor. Daha sonra lazer cilt üzerinde gezdiriliyor. Uygulama oldukça kısa. Örneğin bıyık bölgesi 5 dakika, koltuk altı 10 dakika sürüyor. Uygulama sırasında acı hissedilmiyor. Bu yöntemin hiç bir yan etkisi yok. Bu yöntem beyaz tenli, koyu renk tüyleri olanlarda daha iyi sonuç veriyor. Lazer epilasyonun sonuç vermesi cilt ve kıl tipi, metabolizma ve hormonal dengeye bağlıdır. Ortalama 6 - 7 seansta istenmeyen tüylerinizden kurtulabilirsiniz. Seans araları uygulanan bölgeye göre değişiyor. Bu süre 1 - 6 ay arasında olabilir. Epilasyon sonrası güneşlenmeyin ve cımbız, ağda gibi diğer yöntemleri uygulamayın." Fiyatlara gelince rak***** problemli alanın genişliği ve tüylerin sıklığına göre belirleniyor. Ortalama fiyatlar şöyle: Yüz 125 dolar, koltuk altı 100 - 125 dolar, kol 400 - 600 dolar, bacak 600 - 1000 dolar.
Evde de epilasyon yapabilirsiniz
Eğer bu yöntemleri yaptırmak istemiyorsanız evde epilatörler yardımıyla tüylerinizden kurtulabilirsiniz. Hem pratik hem de kullanımı kolay bu ürünlerle geçici çözümlere ulaşabilirsiniz. Bu ürünlerden biri Rowenta Expertise Delicate vücut epilatörü. Ürün, tüyleri tamamını kavrayarak çektiğinden koparmadan ve kırmadan alıyor. Cımbızların hemen dibinde bulunan yönlendiriciler; epilasyon sırasında tüyleri cımbızın önünde iterken, küçük masaj parmakçıklarıyla cilde sürekli bir tireşim vererek acıyı en aza indiriyor. Daraltma başlığı sayesinde epilatör, vücudun her bölgesinde kolayca kullanılabiliyor. Rowenta Expertise Delicate'in diğer bir özelliği ise peeling başlığı. Tamamen doğal ve yıkanabilir malzemeden oluşan bu aparat takılarak çalıştırıldığında cildi ölü hücrelerden arındırıyor ve güçsüz tüylerin deri üzerine çıkmasını sağlıyor. Bu ürünün fiyatı 34 milyon 650 bin lira olarak belirlenmiş.
Eğer ille de ağda diye tutturursanız Tefal'ın sir epilatörü "Infinicire" ile tüy sorununa çözüm sunuyor. Tefal İnfinicire tamamen bitkisel ve şeker içermeyen sir granülleriyle çalıştığı için deriye yapışmıyor, diplere kadar ulaştığı için tüyleri kırmıyor. Acı vermeyen İnfinicire, ilk üç kullanımdan sonra tüyleri görünür şekilde zayıflatıyor. İnfinicire'in iç haznesinde eritilen sir granülleri, döner rulo sayesinde kolay ve yumuşakça sürülüyor. 3 - 5 saniye içinde kuruyup beze ihtiyaç duymadan parmak uçlarıyla kolayca çekip alınıyor. Ürünün fiyatına gelince Tefal İnfinicire 30 milyon lira, hassas bölgelerde de kullanılabilen Tefal İnfinicire Varition 43 milyon 200 bin lira.
Kaynak:milliyet.com.tr
İstenmeyen Tüyler
Vücudundaki güneş lekelerinden ya da istenmeyen tüylerinden şikayetçi olanlar için yepyeni bir teknik daha gündeme geldi. I2PL adlı bu yöntemle hiç acı hissetmeden güzelliğinize güzellik katabilirsiniz.
Kadınların güzelliğine olan düşkünlüğü her geçen gün yeni tekniklerin geliştirilmesine neden oluyor. Artık istenmeyen tüyler, sivilce izleri, güneş lekeleri, kılcal damarlar ve varisler problem olmaktan çıktı. Bunu sağlayan sistemin adı ise I2PL. Dr. Murat Tunç ve Dr. Murat Topoğlu tarafından Türkiye'de ilk kez uygulanmaya başlanan bu teknikle hiçbir acı hissetmeden gençleşebilirsiniz. Dr. Murat Tunç, yeni sistemin nasıl uygulandığını ve etkilerini anlattı.
* Cilt lekeleri, yüz ve bacaktaki ince yüzeysel damarlar, ciltte kollajen azalmasına bağlı sarkmalar ve ince kırışıklıklar üzerinde etkili. En yaygın olarak istenmeyen tüyler üzerinde kullanılıyor. Işıkla tedavi yöntemlerindeki en son teknoloji I2PL. Deride ışığı ileten iki madde var. Bunlardan ilki deriye ve tüylere rengini veren 'melanin' diğeri ise kana rengini veren madde. Basit bir mantıkla fotoğraf flaşının çok yoğunlaştırılmış ve istenilen dalga boylarını filtreleyerek saniyenin yüzde birinde verilmesi olarak nitelendirdiğimiz bu teknikle, bu maddeler ani ısıtılıyor. Tüylere verilen bu ışıkla tüy kökü ani ısıyla yok oluyor. Kollajen dediğimiz deriye elastikiyetini kazandıran maddenin üretimi de artırılarak cildin daha gergin ve pürüzsüz olması sağlanıyor.
* Lazer uygulamalarında temel sorun uygulamanın yavaş olması ve uzun dönemdeki sonuçlarında başarı oranının daha az olması. I2PL'in en önemli özelliği ise acı oluşumunu engellemesi. İşlem çok kısa sürede gerçekleşiyor. Örneğin; her iki bacağa epilasyon uygulaması yarım ila bir saat içinde tamamlanabiliyor. Tüm yüz lekeleri için 10 ila 15 dakika tedavi için yeterli olabiliyor.
* Işığa duyarlılığı olanlara, son bir aydır güneş banyosu, solaryum, brozlaştırıcı kremler uygulanmış yanık ciltlere, uzun süreli şeker hastalığı olanlara, kortizon tedavisi görenlere ve hamilelere uygulanmaz.
* İstenmeyen tüylere uygulama yapıldıktan sonra kıl kökü tahrip olan tüyler, 15 gün içinde dökülür. Bu bölgeden bölgeye değişme gösterir. Ortalama yüzde elli oranında azalma olur. Lekeler tedavi sonrası birkaç gün çikolata rengini aldıktan sonra iki hafta içinde dökülerek yok olur. Kılcal damarlar hemen solarak iki hafta içinde yok olur. Yüz gençleştirmede ise etki yaklaşık üç haftada ortaya çıkar.
* Hastaların güneş yanığının olmaması çok önemli. Bazı hastalarda cilt rengini açıcı bazı tıbbi krem uygulaması yapılabilir. Genel olarak hiçbir yan etkisi yok. Tedavi öncesi ve sonrasında bir ay güneşten korunmak gerekiyor. Bunun için 60 ve üzeri faktörlü güneş koruyucu kullanılabilir.
Kalıcı Makyaj
Kalıcı Makyaj
Kalıcı makyaj veya güzellik uzmanlarının değimişye 'mikro-pigment uygulaması' mikro, steril ve tek kullanımlık bir iğneyle doğal ve mineral renklerin deri yüzeyinin hemen altına aşılanması olarak açıklanıyor. Ante alerjik boyalar özellikle yüz ve vücut kullanımı için tasarlanmış olup, katkı ve koku maddesi içermiyor. Daha çok kozmetik-dövme sayılabilecek bu işlem sayesinde kaş, göz çizgisi veya dudaklarda doğal cilt rengine uyumlu makyaj uygulanıyor. Bu sayede cillteki bazı ufak kusurlar kapatılabilir veya anatomik bozukluklar giderilebiliyor. Böylece kişi daha bakımlı ve genç bir görünüm kazanılabilir.
50'ye yakın renk 11 tip kaş var
İstanbul Şaşkınbakkal'daki Keyif Güzellik Merkezi'nin kurucusu Şehnaz Kargı Almanya'da kalıcı makyaj üzerine eğitim almış. Şehnaz Kargı, yedi yıldır kendi güzellik merkezinde kadınlara kalıcı makyaj uyguluyor. Kargı, 'Kaş, yüz ifadesini değiştiren en önemli bölge. Kaş dolgun olursa daha genç gösteriyor. Eski yıllarda modaya uyarak kadınlar kaşlarını çok inceltmiş. Bu inceltme zamanla kaşların eski hacminde çıkmamasına neden oluyor' diyor. Şehnaz Kargı, 11 kaş şekli olduğunu söylüyor. Merkezde önce yüze şekline göre kaş çiziliyor. Daha sonra kirpik ekimi ve eye liner uygulaması yapılıyor. Böylece gözler kendinden sürmeli gibi görünüyor. Kalıcı makyajın son adımında dudaklar var. Dudakların hem içi dolduruluyor hem de kontürleniyor. Renk olarak kırmızı veya pembe gibi naturel renkler seçiliyor. Kargı, boyaların, Amerika'dan ithal edildiğini ve tamamen bitki köklerinden oluşuğunu açıklıyor. Ürünler hipo-alerjik. Kalıcı makyajda 50'ye yakın renk bulunuyor. Kimyasal olmadığı için dört yıl kalıyor. Uygulama iki seansta gerçekleşiyor. İkinci seans ilkinden 21 gün sonra tekrarlanıyor. Merkez bu ay kalıcı makyajda yüzde 50 indirim fırsatı sunuyor. Komple yüz kalıcı makyaj 285 YTL sadece dudak ise 85 YTL. Tel. 0216 411 00 80
Bir buçuk saat sürüyor
İstanbul Etiler'deki Aqua Power'da eğitimini Almanya'daki tamamlayan Ünzile Erkul ve İspanya'da kalıcı makyaj üzerine master yapan Berna Gürbak, yöntemi uyguluyor. Erkul, merkezde sekiz yıldır kalıcı makyaj uygulandığını söylüyor. Ünzile Erkul 'Su bazlı ve bitkisel içerikli pigmentler kullanıyoruz. Kaş, göz ve dudak bölgelerinde kalıcı makyaj yapıyoruz. Ön çalışma bir buçuk saat sürüyor. Burada rengi ve şekli belirleyip sabitliyoruz' diyor. Aqua Power'da önce kişiye alerjik testler yapılıyor. Kalıcı makyaj tek seansta tamamlanıyor. Seans bir buçuk saat sürüyor ve 3-5 yıl kalıcılığını koruyor. Kaş 350 dolar, göz 300-500 dolar, dudak ise 400 dolar. Tel: 0212 257 90 51
Saçlar dolgunlaştırılıyor
Leyla İnanır Güzellik Merkezi'nde kalıcı makyaj kaş, dudak, göz ve saç dibine uygulanıyor. Dudak hem çerceve yapılıyor hem de tamamen dolgu halinde içi dolduruluyor. Saç diplerine yapılan kalıcı makyaj metodu ise saçında seyreklik olanlara o bölgelerde renk koyulaşma şeklinde uygulanıyor. Uygulama bir buçuk saat sürüyor ve 20-25 gün sonra rötuş yapılıyor. Kalıcı makyajın kalıcılığı uygulanan bölgeye ve renge göre değişiyor koyu renkler daha uzun süre kalabiliyor. Ortalama iki-üç yıl kalıyor. İşlem sırasında su bazlı boyalar kullanılıyor. Kişiye özel iğne uçları kullanılıyor. Merkeden aldığımız bilgiye göre, saçların fiyatı ihtiyaca göre değişiyor. Kaş 200 Euro, göz 300 Euro, dudak çevresi 400 Euro ve dudak içi 500 Euro'ya kalıcı makyajla tanışıyor.
Yöntem kimlere uygulanıyor?
Kalıcı makyaj parlak ve yüzeysel görünen normal makyaja oranla daha doğal görünüyor. Bunun yanı sıra makyajı tazeleme, yenileme, ekleme gibi dertler ortadan kalktığı için, kişi hem zamandan hem de bütçeden tasarruf sağlıyor. Kalıcı herkese uygulanabiliyor. Uzmanlar ise kalıcı makyaj yaptıran müşteri grubuna çalışan kadınların hakim olduğunu söylüyor. Seyrek, çok açık renk ya da yarım kaşları olanlar, hassas gözleri yüzünden maskara kullanamayanlar, seyrek kirpikleri şikayetçi olanlar, lens kullananlar, kozmetik ürünlerine alerjisi olan kadınlar, artrit hastaları, stresli veya ağır işlerde çalışanlar, atletler, sporcular, profesyonel hayatta sürekli iyi görünmek zorunda olanlar kalıcı makyaja en çok rağbet edenler arasında bulunuyor. Yöntem, yüzde estetik açıdan simetri yaratmak isteyenler ve dağılmayan makyajın avantajını kullanmayı amaçlayan kadınlar için de ideal.
Rengarenk kirpikler
Leyla İnanır Güzellik Merkezi'nde Alman Colorist kozmetik firması ürünleriyle gerçekleştirilen protez tırnak uygulaması için uzun süre test yapılmış. Doğal kıldan oluşan, suya dayanıklı ve bir ay boyunca rahatlıkla kullanabilen, rengarenk ekme kirpikler özel günlerinizde farklı görünmeyi sağlıyor. Leyla İnanır Güzellik Merkezi'nde ayrıca seksi ve parlak gülüşlere sahip olmak isteyenler, beş dakikalık bir operasyonla diş kristallerine sahip olabiliyor.
Estetik Ameliyat Estetik Ameliyatları
Altın soruları sormadan estetik ameliyat olmayın
Amerikan Estetik Cerrahları Birliği, hazırladıkları raporda, her 300 estetik ameliyat `ından birinde ölümcül olabilecek, ciddi sorunlar ortaya çıktığını açıkladı. Uzmanlar, hastaların estetik ameliyat `lar hakkında bilgi sahibi olmasına rağmen, 51.459 ameliyat `tan birinde ölümlerin meydana gelmesinin önlenemediğini belirtti
Günümüz kadını güzelleşmek ve gençleşmek uğruna, korkusuzca bıçak altına yatıyor. Ağrı, acı, ameliyatın yan etkileri ve riskleri çoğu zaman göz ardı ediliyor. Sadece ameliyat `lar değil; botox, lazer epilasyon gibi daha küçük ama yine de doktor tarafından, steril ortamda uygulanması gereken estetik yöntemler de, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de artık kuaför salonlarında bile uygulanır oldu. Kötü gidişatı gören Amerikan Estetik Cerrahlar Birliği, yayınladığı raporda, estetik uygulamaları hakkında dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı:
BİLİNÇLİ HASTA SORGULAMALI
* Doktorunuzu çok iyi tanıyın: Ameliyat `a karar verirken en önemli konu; doktoru iyi seçmek. Ameliyat ı yapacak olan estetik cerrah, mutlaka işinin uzmanı ve Tabip Odası'na kayıtlı olmalı. Bunun dışında, bilinçli bir hasta, doktorun diğer hastalarının telefon numaralarını öğrenerek, cerrahın geçmişte yaptığı operasyonlar hakkında bilgi alır. Ayrıca, cerrahın daha önce yapmış olduğu uygulamalarla ilgili olarak, mahkemeye düşmüş vakasının olup olmadığına bakar.
* Ameliyat´ın yapılacağı yeri önemseyin: Ameliyat´´ı yapacak doktor kadar, operasyonun yapılacağı yer de önemlidir. Son yıllarda bazı doktorlar, muayenehanelerini genişleterek, küçük hastaneler haline getirdiler. Her ne kadar şık döşenmiş, pahalı eşyalarla donatılmış yerlerde, taze sıkılmış meyve suları içerek tedavi görmek, kendinizi özel hissettiriyorsa da, ameliyat sırasında acil ve ciddi bir durumun ortaya çıkma ihtimali aklınızdan hiç çıkmamalı. Bu nedenle, muayenehaneyi andıran bu tür küçük hastanelerin ameliyathaneleri tercih edilmemeli. Mutlaka burayı tercih etmek gerekecekse, acil müdahalede en yakın hastaneye ne kadar zamanda ulaşacağınız, doktorun bu hastanelerle anlaşmasının olup olmadığı, mutlaka kontrol edilmeli. Ayrıca, acil durumlar için hazırda bekleyen ambulans olup olmadığı da kontrol edilmeli.
SİGARA İÇENE UYARI VAR
* Anestezi uzmanını tesadüfe bırakmayın: Hatalı ameliyatlar `da, çoğunlukla anestezi uzmanları "günah keçisi" durumundadır. Estetik uygulamayı başarısız gerçekleştiren doktorlar, suçu çoğunlukla anesteziyi uygulayan kişiye yüklerler. Kuşkusuz, "Anestezistlerin hiç günahı yok" denemez. Ancak, iyi bir anestezi uzmanı, olası riskleri en aza indirecektir. Bu nedenle, ameliyat ınızda anesteziyi uygulayacak uzmanı tanıyarak, kendinizi güvence altına alın.
* Bütün sağlık bilgilerinizi doktorunuza anlatın: Gündelik hayatınızda önem vermediğiniz bazı alışkanlıklarınız, ameliyat sırasında çok önemli olabilir. Örneğin; anesteziyi etkileyebilecek bazı ilaçlar veya zayıflama hapları ciddi sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca; sigara ve alkol kullanımı da, ameliyatın başarısı ve risklerinin azalması açısından önemlidir. Amerika'da bazı doktorlar sigara içen hastaları ameliyat etmiyor veya sigarayı ameliyat öncesinde birkaç ay içmemesi şartını arıyor. Özetlemek gerekirse; günümüz tıp tekniği ne kadar gelişirse gelişsin, estetik operasyonlar çok ciddi ve tüm riskleri düşünülüp, ondan sonra karar verilmesi gereken ameliyat´lardır.
Kaynak:sabah.com.tr
Yaz aylarında lazer epilasyon uygulaması yapılabilir mi?
Tam koruma sağlayan, yüksek faktörlü güneş kremleri kullanılarak lazer`e yaz aylarında da devam edilebilir, hiçbir sakıncası yoktur.
Erkeklerde lazer epilasyon uygulandığında etkili oluyor mu?
Primer olarak kadınların problemi olan kıllanma erkeklerde de rahatsız edici boyutlarda olabilir. Uygulamanın esasları aynı şekilde geçerlidir.
Lazer epilasyon kimler tarafından yapılmalı?
Uygulayan kişinin sertifika sahibi bir doktor olması, cildin özelliklerine göre uygun başlığın seçilmesi ve komplikasyonların asgari olması açısından önemlidir.
Seans aralıkları nasıl olmalıdır?
Çoğu zaman ortalama 5-6 seans kesin sonuç almak için yeterlidir.Seans aralıkları yüz için ortalama 4-6 hafta, vücut için 8-10 hafta kadardır ve gittikçe seans aralıkları açılır. Kişinin cilt yapısı ve kıl tipine göre değişiklikler gösterebilir.
Leke ve yanık riski var mı?
Deriye rengini veren melanin pigmenti fazla ise yani, cilt esmer veya bronzsa etkilenme riski vardır. Bu nedenle koyu renkli ciltlerde ve güneş banyosundan sonra yapılan uygulamalarda, lazer öncesinde test atışı yapılır. Uygunsa, lazer`e başlanır. Kalıcı bir leke ya da yanığa maruz kalmaz.
Lazer`in geleneksel yöntemlere üstünlüğü nedir?
Öncelikle etkisi başka hiçbir yöntemle kıyaslanamayacak kadar güçlüdür; acısızdır. Kişi tarafından sadece küçük bir fiske vuruşu gibi algılanır, kısa sürede büyük alanlarda çalışma yapılabilir. Örneğin; dudak üstü 2-3 dakikada, her iki koltuk altı 10-15 dakikada temizlenir. Hiçbir özel bakım gerektirmez. Öncesinde ve sonrasında banyo ve makyaj yapılabilir, parfüm uygulanabilir.
Lazer epilasyon hangi durumlarda uygulanamaz?
Kalp pili olanlarda, sara hastalığında, hamilelerde, sarı beyaz ve ayva tüylü olanlarda lazer uygulanmaz.
Lazer güvenli midir?
Tıpta 40 yılı aşkın süredir kullanılan lazer bugün göz ameliyatlarından diş dolgusuna kadar çeşitli alanlarda en etkili tedavi seçeneğini oluşturmakta. Doğru vakalarda, doğro dozla kullanılan lazer son derece güvenli olup bugüne kadar birikici bir etkisine rastlanmamıştır. FDA onaylı bu cihazlar ABD’den, İngiltere’ye, Hollanda’dan Avustralya’ya kadar çeşitli gelişmiş ülkelerde de kullanılmakta.
Devamını okuyun >>>9 SORUDA LAZER
Acıbadem Hastanesi Bakırköy lazer uzmanı Dr. Arzu Enderer, lazer epilasyon`la ilgili en çok sorulan sorulara şu yanıtları veriyor.
Lazer epilasyon nedir?
Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan lazer epilasyon dalga boyu belli (649 nanometre) bazı ışık kaynaklarını etkisi ile istenmeyen tüylerden kurtulmayı sağlar. Milisaniyelik atışlarla cilde uygun lazer ışığı seçici olarak kıl kökünde yoğunlaşır, ısıya dönüşerek çevre dokuya zarar vermeden sadece kökün kendisini ve çekirdek hücreyi tahrip eder.
NASIL YAPILIR?
Lazer epilasyon üç basamaklı yumuşak bir süreçten oluşuyor. İlk önce tedavi edilecek alan temizleniyor. Sonra bu bölgeleki uzun kıllar kısaltılıyor, jel sürülerek, söz konusu olan lazer`le taranıyor. Lazer enerjisi deriden geçip tüy folikülündeki pigment tarafından emiliyor. Saniyeden daha kısa sürede tüm tedavi edilen tüy folikülleri etkisiz hale getiriliyor. Tedavi edilecek alanın genişliğine balı olarak tedavi birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebiliyor. Tedaviden sonra, en fazla bir birkaç gün içinde tüyler kendiliğinden dökülüyor.Ardından hemen normal aktivitelere dönülebiliyor
Devamını okuyun >>>TEDAVİ SÜRESİ
Lazer`le en iyi uzun süreli sonucu alabilmek için gerekli olan tedavi süresi kişiden kişiye değişiyor. Yaş, genetik, hormonal faktörler, ilaç kullanımı ve metebolizmanın özellikleri gibi birçok faktörler tüylerin kalınlığı ve gücü üzerinde etkili rol oynuyor. Lazer, tedavi süresince büyüme döngüsündeki kıl folikülünün büyüme kapasitesini hızla yavaşlatıyor ve yok ediyor. Bazı tüy folikleri büyüme döngüsü, tedaviden sonra başlayabileceği için optimal sonuç açısından birçok kez tedavi yapılması gerekiyor. Ten ve tüy rengine bağlı olarak tedavi sonuçları hastadan hastaya değişebiliyor. Lazer tedavisi başlangıcından itibaren tüylerin daha yavaş ve daha ince çıktıkları gözleniyor.
Her yaşa, herkese uygulanabilen lazer epilasyon iğneli epilasyon`a göre de bir çok üstünlüğe sahip. İğneli epilasyon`un daha yavaş ve ağrılı bir işlem olduğuna dikkat çeken Acıbadem Sağlık Grubu lazer uzmanları şu bilgiyi veriyor: “İğneli epilasyon`da her tüy folikülüne iğne en az bir defa batırılmatadır ve tüy büyümesini yavaşlatmak için tüy folikülü elektrik şokuyla yakılmaktadır. Lazer epilasyon istenmeyen kıl alanını taramak için lazer ışınının altındaki alan tüm tüylerden arındırılmış olur. Ayrıca kişi hemen kozmetik ürünler ve su ile temas edebilir.”
Lazer Epilasyon
Düşük enerjili lazer yardımıyla istenmeyen tüyler güvenli bir şekilde, kolayca yok edilebiliyor.
Hem kadınlar hem erkekler en önemli estetik sorunlarından biri olan aşırı tüylenme probleminden kurtulmak için asırlardır değişik yöntemler kullanıyor. Ancak ağda, traş ve kimyasal dökücülerle istenilen sonuçların elde edilmediği bir gerçek. Bu yöntemlerin uygulanmasındaki güçlüklerin yanı sıra, ortaya çıkan birçok sorun nedeniyle hekimler lazer epilasyon`u sıklıkla öneriyorlar.
Lazerle epilasyon uygulamasının diğer yöntemlere göre birçok önemli üstünlüğü var. Lazer bir defa bir tüyden fazlasını ortadan kaldırabiliyor. Sırt, omuz, kol, bacak ve yüz gibi daha geniş alanların istenmeyen kıllardan hızla arındırılması mümkün kılıyor. Hepsinden önemlisi lazer epilasyon istenmeyen kılların ortadan kaldırılmasında güvenli, hızlı, etkili, yan etkisi olmayan ve acı vermeyen bir alternatiftir.
3 Eylül 2007 Pazartesi
Epilasyon,İğneli Epilasyon
İstenmeyen kılların yok edilmesindeki diğer klasik yöntemlerin kısa etkili ve acı verici olması lazer epilasyon yönteminin günümüzde popüler olmasına neden olmuştur. Artık tıpta pek çok alanda kullanılan lazerler, epilasyon amaçlı yani istenmeyen kılları yok etmek için de büyük bir başarı ile kullanılmaktadır. Pek çok epilasyon aracı ile istemediğimiz tüy ve kıllardan kurtulmak çabasındayız.Epilasyon amaçlı kullandığımız araç ve gereçlerin artı ve eksileri olduğu muhakkak...
Ağda,
Tüy dökücü kremler,
Cımbız,
Traş bıçağı,jilet,
Epilatörler,elektrikli epilasyon aletleri vb..
İğneli Epilasyon: Epilasyon yapılacak bölge önce alkolle temizlenir, sonra ince bir iğneyle kıl köküne girilerek elektrik verilir. Bu şekilde kıl kökü tahrip edilmiş olur. Jilet ya da tüy dökücülerle alınarak kalınlaşmış tüylere daha fazla elekrik verilmesi gerektiğinden, bu durumda daha fazla acı hissedilir. Lazer Epilasyon/Foto Epilasyon imkanı olmayan kişiler veya kıl rengi Lazer Epilasyon ya da Foto Epilasyon uygulamalarına müsait olmayan kişiler (beyaz-sarı kıllar) veya Lazer Epilasyon - Foto Epilasyon ’ dan arta kalan beyaz kıllar için bu epilasyon yöntemi uygulanabilir.
Bio-Aktif Sistem: epilasyon işleminden önce 3 gün üst üste bitkisel ağırlıklı solüsyon sürülür ve su ile temas olmaz. Seans sırasında solüsyon sayesinde yumuşamış bölgedeki tüyler sır ağda ile alınır ve tekrar solüsyon sürülür. Sonra epilasyon makinasının bob adı verilen başlığı ile bu bölgeye 15 dakika kadar masaj yapılır. Bu yöntemin esasını oluşturan solüsyonun amacı kılları zayıflatmaktır.
Radyo Frekansı ile Epilasyon: Bu yöntem ses dalgalarının kıl kökünde ısıya dönüşerek kıl kökünü yakmasına dayanır.
Foto Epilasyon : Foto epilasyon, lazer gibi ışığın yoğun biçimde deriye verilerek kıl köklerinin yakılmasıdır. Ancak ışığın dalga boyu lazerinkinden daha düşüktür. Epilasyon yapılacak bölge acıyı hafifletmek ve oluşabilecek kızarıklıkları engellemek için önce buz ile soğutulur.
Blend Yöntemi : İğneyle kıl köküne girilerek elektrik verilerek epilasyon yapılır. Verilen yüksek frekans nedeniyle kıl kökünde bir çeşit sıvı oluşarak kılı öldürür. Bu sıvının oluşması beklendiğinden seanslar klasik iğneli yönteme göre daha uzun sürer. Epilasyondan sonraki ilk 24 saat içinde cilde su ve fondoten, ilk 48 saat içinde de sabun değdirilmemesi gerekmektedir. Hamilelere, vücudunda platin taşıyanlara, yüksek tansiyon hastalarına ve regl dönemindekilere uygulanmaz.